Ana içeriğe atla

Kayıtlar

I. Delos Birliği

Delos Adası, Carl Anton Joseph Rottmann, 1847. MÖ. 490 - 479 yılları arasındaki savaşlar neticesinde Yunanlar, Perslere boyun eğmeyeceklerini göstermişlerdi. Perslere karşı alınan zaferler onların yenilmez olmadıklarını kanıtlıyordu. Fakat Yunanlar Perslerin yeni bir sefere girişmelerinden çekiniyorlardı. Bu nedenle adaletli olması ve dürüstlüğüyle tanınan Atinalı Aristeides'in de teşvikiyle aralarında bir birlik oluşturmaya karar verdiler. Perslerle yapılan savaşlarda gösterilen işbirliği böyle bir birliğin kurulabileceğini daha evvelden göstermişti. Neticede MÖ. 478/477 yılında Delos Birliği kurulmuş oldu. Birliğin önderi Pers savaşlarında gösterdiği üstün başarı sayesinde Atina, birliğin merkezi ise tanrı Apollon ve Artemis'in doğduğuna inanılan ve her ikisinin de tapınağının bulunduğu kutsal kabul edilen Delos Adası oldu. Birlik bu sebeple modern tarihçiler tarafından Delos Birliği olarak adlandırıldı. Bunun yanı sıra Attika-Delos Birliği ve Delos Konfederasyonu gibi adland
En son yayınlar

İonia İsyanı

Birbirleriyle savaşan bir Yunan hoplit ve Pers askerini gösteren MÖ. 5. yüzyıl tarihli bir kyliks, Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi. İonia isyanı MÖ. 499 - 494 yılları arasında Miletos tiranı Aristogoras'ın öncülüğünde Küçük Asya'daki Yunan kentlerinin Pers hakimiyetine başkaldırması ve neticede Perslerin ayaklanmayı sert bir şekilde bastırmasıyla sonuçlanmış bir hadisedir. Lidya Krallığı'nın MÖ. 546'da Persler tarafından ortadan kaldırılmasından sonra yükselmeye başlayan Yunan-Pers geriliminin önemli bir dışavurumudur. Aynı zamanda meşhur Yunan - Pers Savaşlarının başlangıcı olarak görülür. Bu isyana Atina ve Eretria gibi Yunan kentlerinin destek olması Pers kralı I. Dareios'un Yunanistan'ı ele geçirme konusundaki isteğini daha da kuvvetlendirmiştir. I. Dareios MÖ. 513/512'deki İskit seferi neticesinde Trakya'yı ele geçirmiş ve bu şekilde Hellespontos (Çanakkale Boğazı) ve Bosporos (İstanbul Boğazı) Pers hakimiyetine girmişti. Perslerin boğazların kontrolü

Byzantion'un Kuruluş Efsanesi

Hera Zeus ile İo'yu buluyor, ressam Pieter Lastman, 1618. Byzantion MÖ. 7. yüzyıl ortalarında Yunanistan'ın Megara kentinden gelen kolonistlerce kurulmuştur. Yerleşimin kuruluşu Eski Yunan tarihinde Büyük Kolonizasyon Dönemi (MÖ. 750 - 550) olarak adlandırılan dönem içerisindedir. Orta Yunanistan'da yer alan Megara bu dönemde birçok koloni kurmuştur. Kurmuş oldukları diğer koloniler arasında Byzantion'a ek olarak Khalkedon (Kadıköy), Selymbria (Silivri) ve Herakleia Pontike (Karadeniz Ereğlisi) gibi yerleşimler vardır. Anlatılanlara göre Byzantion kentinin kurucusu, Megaralılar tarafından oikistes (kurucu) seçilmiş olan Byzas adında birisidir. Efsaneye göre Byzas, Poseidon ve Keroessa'nın oğludur. Annesi Keroessa ise Zeus ve İo'nun kızıdır. Zeus Argos kralı İnakhos'un kızı ve aynı zamanda bir Hera rahibesi olan İo'ya aşık olmuştur. Daha sonra eşi Hera'nın kıskançlığına kurban gitmesin diye onu bir ineğe dönüştürür. Fakat Hera ineğin kendisine verilme

Ostrakismos Nedir?

Üzerlerine isimler kazınmış çanak çömlek (ostrakon) parçaları Ostrakismos (Çanak Çömlek Mahkemesi), MÖ. 5. yüzyıl Atina'sında uygulanan bir uygulamanın ismidir. Amacı bir oylama neticesinde yeterli çoğunluğa ulaşılmasının ardından tiranlığa heveslenen kişileri sürgün etmek ve bu sayede demokrasinin varlığını sürdürmekti. Sürgün 10 yıl sürüyordu ve bu sürenin sonunda sürgüne yollanan kişi canına, mallarına veya vatandaşlığına bir zarar gelmeden Atina'ya dönebiliyordu. Oylama işlemi 500 kişiden oluşan Bule meclisi ve en yüksek idari yetkili olan 9 arkhonun gözetiminde yapılıyordu. Oy verme gizlilik usulüne dayalıydı, oy verenlerin kimliği gizli kalıyordu. Yurttaşlar tiran olmaya niyeti olduğunu düşündükleri kişilerin isimlerini ostrakon (çoğ. ostraka) denilen çanak çömlek parçaları üzerine kazıyarak yazıyorlardı. Daha sonra phylai denilen görevliler oyları topluyor, kimsenin birden fazla oy kullanmasına izin verilmiyordu. Bir kişinin ostrakismos sonucu sürgün edilebilmesi için 6

Kleisthenes Reformları

Ünlü Atinalı üç reformcudan biri olan (diğerleri Drakon ve Solon) Kleisthenes kentin tanınmış ailelerinden Alkmaionidailere mensuptu. Babası Megakles, annesi ise Sikyon tiranı Kleisthenes'in kızı Agariste'ydi. Kleisthenes adını anne tarafından dedesi olan bu tirandan almıştır.  Kleisthenes MÖ. 525 yılında Hippias'ın tiranlığı zamanında arkhon seçilmişti fakat daha sonra o ve mensubu olduğu aile Hippias tarafından lanetli oldukları gerekçesiyle (MÖ. 632'deki Kylon'un darbe girişiminde Athena Tapınağı'na yani kutsala sığınan destekçilerinin Alkmaionidai ailesinden arkhon Megakles'in emriyle öldürülmeleri nedeniyle bu ailenin fertleri lanetlenip sürgün edildiler.) Atina'dan sürüldüler. Kleisthenes tiran Hippias'ın Delphoi kehanet merkezinin onayı ve Spartalıların desteğiyle Atina'dan kovulmasının (MÖ. 510) ardından oluşan iktidar boşluğunda başka seçkin bir ailenin mensubu İsagoras ile Atina siyasetinde ön plana çıkmıştır. Kleisthenes kendisi de bir

Arakhne'nin Hikayesi

Dokumacı Arakhne'nin tanrıça Athena tarafından örümceğe dönüştürüldüğü anı tasvir eden eser, ressam Diego Velazquez, 17. yüzyıl Lydialı genç bir kız olan Arakhne, Kolophonlu kumaş boyacısı İdmon'un kızıydı. Arakhne nakış işlemede, kilim dokumada öylesine ustalaşmıştı ki, bu konuda kimseyi kendisine rakip görmüyordu. Dokuduğu halılar öylesine güzeldi ki görenleri adeta büyülüyordu. Arakhne yeteneğiyle gurur duyuyordu ve öyleki arkadaşlarının kibire kapılmaması yönündeki telkinlerini de gözardı ederek kendisini zeka, sanat, savaş, ilham ve stratejinin tanrıçası Athena ile mukayese etme gafletine düştü. Bu da hayatının en büyük hatası oldu. Athena iplik eğiricilerinin ve nakışçıların tanrıçası olarak görülüyordu. Bu sebeple Arakhne'den ona saygı göstermesi beklenmişti. Ancak Arakhne yeteneğini kendisinden başka kimseye borçlu olmadığını söyleyip üstüne bir de tanrıçaya meydan okudu. Bu durum Athena'nın kulağına gittikten sonra tanrıça başta önemsemese de sonra yaşlı bir ka

Tiran Katilleri Aristogeiton ve Harmodios

Harmodios ve Aristogeiton'un heykelleri (tiran katilleri), bronz orjinallerinin Roma dönemi kopyaları, Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi. Tiran Peisistratos MÖ. 527'de öldüğünde yerine oğlu Hippias geçmişti. Thukydides'e göre Hippias yönetimi tek başına eline almıştı, ancak Aristoteles, kardeşi Hipparkhos'un da tiran olarak görev yaptığını söylemektedir. İkili döneminde Atina, Anakreon ve Simonides gibi iki ünlü şairi ağırlayarak kültürel merkez olma şöhretini geliştirmiştir. MÖ. 514 civarında kardeşlerden Hipparkhos, Panathenaia festivali sırasında iki genç aristokrat sevgili Harmodios ve Aristogeiton tarafından öldürüldü. Suikastin nedeni Hipparkhos'un Harmodios'a yakınlık göstermesi ve buna karşılık bulamaması neticesinde gelişen hadiselerdi. Hipparkhos reddedilmenin hissettirdiği öfkeyle Harmodios'un kız kardeşinin Panathenaia merasim alayında sepet taşıyıcı olarak bulunmasını yasakladı. Bu durum Harmodios için aşağılayıcıydı, zira bu şekilde kız kardeşinin