Ana içeriğe atla

Arakhne


Dokumacı Arakhne'nin (arka planda) tanrıça Athena tarafından örümceğe dönüştürüldüğü anı tasvir eden "İplikçiler" adlı tablo, ressam Diego Velazquez, 17. yüzyıl

Lydialı genç bir kız olan Arakhne, Kolophonlu kumaş boyacısı İdmon'un kızıydı. Arakhne nakış işlemede, kilim dokumada öylesine ustalaşmıştı ki, bu konuda kimseyi kendisine rakip görmüyordu. Dokuduğu halılar öylesine güzeldi ki görenleri adeta büyülüyordu. Arakhne yeteneğiyle gurur duyuyordu ve öyleki arkadaşlarının kibire kapılmaması yönündeki telkinlerini de gözardı ederek kendisini zeka, sanat, savaş, ilham ve stratejinin tanrıçası Athena ile mukayese etme gafletine düştü. Bu da hayatının en büyük hatası oldu.

Athena iplik eğiricilerinin ve nakışçıların tanrıçası olarak görülüyordu. Bu sebeple Arakhne'den ona saygı göstermesi beklenmişti. Ancak Arakhne yeteneğini kendisinden başka kimseye borçlu olmadığını söyleyip üstüne bir de tanrıçaya meydan okudu. Bu durum Athena'nın kulağına gittikten sonra tanrıça başta önemsemese de sonra yaşlı bir kadın kılığına girip Arakhne'nin yanına gitti. Ondan kibrini bir kenara bırakıp tanrılara karşı daha alçak gönüllü olmasını istedi. Zira Olympos tanrılarıyla boy ölçüşmek hiçbir ölümlünün haddi değildi. Fakat Arakhne yaşlı kadını dinlemediği gibi ona hakaretler savurdu ve Athena'ya yaptığı düello teklifini yeniledi. Kızın tavrına sinirlenen tanrıça kendini göstererek yarışma teklifini kabul etti ve böylece yarışma başladı. Athena halısının üzerine Olympos'un on iki tanrısını olanca ihtişamlarıyla işledi. Ayrıca rakibini uyarmak için köşelere, tanrılara meydan okumaya cüret eden ölümlülerin bozgununu anlatan dört olayın tasvirini de ekledi. Buna karşın Arakhne ise, tanrıların pek de önemi olmayan aşk ilişkilerini (Zeus ve Europe, Zeus ve Danae gibi) halısına işledi. Yine de işi kusursuzdu, fakat Athena onu öfkeyle parçaladı. Bunun üzerine üzüntüye kapılan Arakhne kendini astı. Ancak tanrıça onun ölmesine izin vermedi ve onu ipinin ucunda asılı duran bir örümceğe çevirdi.

Arakhne'nin dokumadaki yeteneği meşhurdu ve onu görmeye birçok yabancı geliyordu. Fakat yarışmanın ardından gelenler güzel ve yetenekli bir kız yerine tozlu ağlar arasında ağ ören çirkin bir örümcekle karşılaştılar. Arakhne'nin cezası açıkça haddini aşan tüm ölümlülere ibret olması içindi.


KAYNAKLAR


Baker, E. K. (2015). Antik Yunan ve Roma Hikayeleri, (çev. Onur Aydın), İstanbul: Altın Bilek Yayınları.

Erhat, A. (1996). Mitoloji Sözlüğü, İstanbul: Remzi Kitabevi.

Grimal, P. (2012). Mitoloji Sözlüğü : Yunan ve Roma, (çev. Sevgi Tamgüç), İstanbul: Kabalcı Yayınevi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı'ndan bir görünüm, Foto : M. Özveren. İstanbul'un görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan ve Sultanahmet'te yer alan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma imparatoru I. Iustinianus döneminde (MS. 527 - 565) kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yapı 140 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde olan 336 tane sütun bulunmaktadır. Sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen bu sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak adlandırılmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika olduğundan yapı "Bazilika Sarnıcı" olarak da isimlendirilir. Sarnıçta bulunan ve sütun kaidesi olarak kullanılan iki Medusa başı oldukça dikkat çekicidir. Roma dönemi heykel sanatının güzel birer örneği olan bu Medusa başları sarnıç içerisinde ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken objelerdendir. Bir görüşe göre sarnıca Medusa başı konulmasının nedeni yapıyı koruma amaçlıdır....