Ana içeriğe atla

I. Delos Birliği


Delos Adası, Carl Anton Joseph Rottmann, 1847.


MÖ. 490 - 479 yılları arasındaki savaşlar neticesinde Yunanlar, Perslere boyun eğmeyeceklerini göstermişlerdi. Perslere karşı alınan zaferler onların yenilmez olmadıklarını kanıtlıyordu. Fakat Yunanlar Perslerin yeni bir sefere girişmelerinden çekiniyorlardı. Bu nedenle adaletli olması ve dürüstlüğüyle tanınan Atinalı Aristeides'in de teşvikiyle aralarında bir birlik oluşturmaya karar verdiler. Perslerle yapılan savaşlarda gösterilen işbirliği böyle bir birliğin kurulabileceğini daha evvelden göstermişti. Neticede MÖ. 478/477 yılında Delos Birliği kurulmuş oldu. Birliğin önderi Pers savaşlarında gösterdiği üstün başarı sayesinde Atina, birliğin merkezi ise tanrı Apollon ve Artemis'in doğduğuna inanılan ve her ikisinin de tapınağının bulunduğu kutsal kabul edilen Delos Adası oldu. Birlik bu sebeple modern tarihçiler tarafından Delos Birliği olarak adlandırıldı. Bunun yanı sıra Attika-Delos Birliği ve Delos Konfederasyonu gibi adlandırmalar da mevcuttur. Ancak tüm bunların modern adlandırmalar olduklarını unutmamak gerekir.

Delos Birliği'nin üye sayısı başta 150 iken bu sayı daha sonra 300'e ulaştı. Birliğin ihtiyaçlarının finanse edilebilmesi için birliğe dahil olan kentler güçleri oranında ve yıllık olarak vergi (phoros) vermekle yükümlüydüler. Bu vergi para olarak alınabildiği gibi gemi ve asker olarak da temin edilebiliyordu. Birliğin hazinesi Atinalı 10 tahsildarın (hellenotamiai) denetimindeydi. Üye kentlerce birlik hazinesine ödenen yıllık toplam vergi miktarı 460 talantondu. Vergi veren kentlerin isimleri ve ödedikleri miktarı gösteren listeler Atina akropolis'indeki mermer steller üzerine kazınıyordu. Bu listelerden parçalar günümüze ulaşmıştır. Birliğin hazinesi MÖ. 454 yılına kadar birliğin merkezi Delos'ta kaldıysa da bu tarihten sonra Atina'ya taşınmıştır. 

Atina önderliğindeki Delos Birliği Batı Anadolu'nun kıyılarındaki kentlerle ada kentlerinden oluşuyordu. Birlikte kararlar çoğunluğun oylarına göre alınıyordu. Üyelerin bir oyu bir de veto hakkı vardı. Kentlerin birliğe dahil olmaları özgürlüklerini kısıtlamıyor, aksine garanti ediyordu. Birliğin dostları ve düşmanları ortaktı. Birinin dostu hepsinin dostu, birinin düşmanı hepsinin düşmanı olacaktı. 

Delos Birliği'nin Askeri Faaliyetleri

Delos Birliği'nin kurulduğu ilk yıllardaki komutanı Miltiades'in oğlu Atinalı Kimon'du. Birliğin öncelikli hedefi ticari bakımdan önemli olan Ege'nin kuzey kıyıları, Boğazlar bölgesi ve Karadeniz'in batı kıyılarını denetim altına almaktı. Bu bölgelerin denetim altına alınması Atina'nın ihtiyacı olan tahılın Karadeniz'in kuzeyinden temin edilmesini sağlamasının yanında Perslerin Avrupa'yla olan ilişkisinin kesilmesini de sağladı. Trakya bölgesinin denetimi Moroneia ve Abdera kentlerinin Delos Birliği üyesi yapılması ve Pers garnizon kalelerinin fethedilmesiyle sağlandı. Kimon Trakya'daki başarısıyla Makedonya-Pers ittifakını bitirecek koşulları meydana getirmiş oldu. MÖ. 475 yılında ise Kuzey Ege'deki Skyros Adası'nı ele geçirerek burayı korsanlardan temizledi.

Kimon yerlilerin şiddetli direnişi sebebiyle Trakya'nın iç kesimlerinde etkili olamadı. Buna rağmen Kuzey Ege, Boğazlar bölgesi, Khersonesos (Gelibolu Yarımadası) ve Trakya'nın kıyı bölgeleri Kimon tarafından Atina adına fethedildi. Trakya'nın ele geçirilen kısmındaki maden zenginliği Atinalıların denetimine girdi. Boğazlar bölgesindeki kentlerin hepsi (Byzantion hariç) ele geçirilip birliğin üyesi yapıldı. Birliğe katılımda artışın olması Atina için daha fazla gelir ve savaş gücü demekti ve bu sebeple önemliydi. Delos Birliği'nin yeni hedefi Anadolu'nun Ege Denizi'yle Akdeniz'e kıyısı bulunan bölgelerindeki Pers hakimiyetini sonlandırmaktı. Bu nedenle Kimon Karia'dan Pamphylia'ya kadar olan bölge için sefere çıktı. Karia ve Likya savaş yapmaksızın denetim altına alındıktan sonra Kimon 200 gemilik bir donanmayla Pamphylia'daki Pers hakimiyetini sonlandırmak için Phaselis'e ulaştı. Burada kent limanını kendisine kapayan Phaselislilere karşı güç kullanmak zorunda kaldı. Fakat kuvvetleri arasında yer alan Khiosluların arabuluculuk etmeleri sayesinde Phaselis'teki ablukayı sona erdirdi. Kuşatmayı kaldırmasının asıl nedeni Phaselislilerin Kimon'un kestiği para cezasını ödemeleri ve sefere asker vermeleriydi.

Kimon Phaselis'ten sonra Eurymedon'a (Köprüçay) geldi ve burada nehrin ağzında yapılan deniz savaşında (MÖ. 467/6) Pers donanmasını yendi. Ardından Eurymedon Çayı ağzında bekleyen Pers ordusuna saldırarak ikinci zaferini elde etti. Kimon bu iki zaferin neticesinde İonia'dan Pamphylia'ya kadar bugünkü Türkiye'nin kıyı bölgelerini Delos Birliği'nin sınırlarına dahil etmiş oldu. MÖ. 464'te Sparta'da Messenialı heilot ve periokoslar isyan etmişti ve Sparta bu isyanı bastırmakta zorlanıyordu. Bu sebeple Atina'dan yardım istendi ve bu isteğin kabul edilmesi fikri, Sparta ile iyi ilişkiler kurma taraftarı olan Kimon tarafından desteklendi. Kimon Atinalıları bu konuda ikna etti ve Atinalı hoplitler Sparta'ya gönderildi. Fakat Spartalılar yardım için gelen Atinalı birlikleri geri gönderdiler. Bu durum Atina'da öfkeyle karşılandı ve bir tür aşağılama olarak görüldü. Ardından Spartalılara destek verilmesi fikrini savunan Kimon suçlu bulundu ve MÖ. 461 yılında ostrakismos ile sürgün edildi. Aynı yıl siyasette Kimon'un yokluğunda oluşan boşluğu Ksanthippos ile Agariste'nin oğlu ve demokratların lideri Perikles doldurmaya başladı. 

Perikles döneminde (MÖ. 461 - 429) birliğin yaptığı en önemli sefer MÖ. 454'deki Mısır seferiydi. Perikles Atinalıları hem Kıbrıs'a hem de Mısır'a kuvvet yollamaya ikna etti. Kıbrıs'ta Perslere bağlı Fenike donanmasının etkisizleştirilmesi hedeflenirken, Mısır'da da kral I. Artakserkses'e (MÖ. 465 - 424) karşı ayaklananlar desteklenecekti. Ancak Mısır seferi felaketle sonuçlandı ve Atinalılar yenildiler. Sonuçta Kıbrıs Adası da Perslere terk edildi. Perslerin Delos Adası'na saldıracağından korkan Perikles adada bulunan birliğin hazinesini Atina'ya taşıdı. Ancak Atina'da yaşanan hezimetin sorumlusu olarak görüldü ve ostrakismos ile sürgün edildi. Daha sonra Kimon geri çağrılarak strategos (komutan) seçildi (MÖ. 451). Kimon 1 yıl sonra Mısır'daki yenilginin öcünü almak üzere Kıbrıs seferine çıktı ve ordusunun bir kısmını da Mısır'da patlak veren isyanı desteklemek için gönderdi. Fakat Kıbrıs'ta Kition kentini kuşattığı sırada hastalanarak öldü (MÖ. 450). Bunun üzerine Perikles, Pers kralı I. Artakserkses ile barış yapmak zorunda kaldı. MÖ. 449 yılında taraflar arasında Kallias Barışı yapıldı. Buna göre Batı Anadolu'daki kentler Perslere karşı bağımsızlıklarını ilan ettiler ve Ege Denizi Pers donanmasına kapandı.

Birlikteki İsyanlar

Delos Birliği esasen Pers tehlikesine karşı kurulmuştu. Ancak Atina'nın kendisini diğer üyelerden üstün tutması ve onlara bağımlı devlet gibi davranması bazı birlik üyelerini rahatsız etti. Bu rahatsızlığını isyana dönüştürüp birlikten ayrılmak isteyen ilk kent MÖ. 470'lerin ortasında Naksos (Nakşa) Adası oldu. Birlikten ayrılmak isteyen ikinci kent ise Thasos (Taşöz)'dü (MÖ. 465). Fakat her iki kent de Atina tarafından zorla birlikte tutuldular. Buna ek olarak her ikisi de para cezasına çarptırıldı ve donanmaları ellerinden alındı. 

Atina'da Perikles'in iktidarda olduğu dönemde Atina'nın müttefikler üzerindeki baskın tutumu artarak sürdü. Bu dönemde birlik içerisinde cezalandırılan bir başka kent ise Samos (Sisam) Adası oldu. Nedeni Samos'un Atina'nın uyarılarına rağmen Miletos'a savaş ilan ederek isyancı durumuna düşmesiydi (MÖ. 441/440). Samoslular direnç gösterseler de nihayetinde Atinalılara yenildiler. Kentlerinin surları yıkıldı ve donanmaları ellerinden alındı. Ayrıca Atina'ya ağır bir para cezası ödemek zorunda kaldılar. Bu sırada Samos'un isyanına destek olan Byzantion da es geçilmeyerek Perikles tarafından ele geçirildi ve Atina'ya bağımlı hale getirildi. Bu şekilde Lesbos (Midilli) ve Khios (Sakız Adası) dışındaki bütün üye kentlerin bu tür zorlamalarla bağımsızlıkları sona ermiş oldu.

Delos Birliği'nin Atina Deniz İmparatorluğu'na Dönüşmesi ve Yıkılışı

Perikles Delos Birliği'ni Atina deniz imparatorluğuna dönüştüren siyasetin uygulayıcısıydı. Bu siyasetin resmen kabulü Delos Adası'ndaki Apollon ve Artemision tapınaklarında muhafaza edilen birlik hazinesinin MÖ. 454'te Atina'ya taşınmasından sonra mümkün oldu. Ayrıca Atinalıların Perslerle yaptıkları Kallias Barışı (MÖ. 449) ve Birinci Peloponnessos Savaşı'nı (MÖ. 461 - 446) sona erdiren 30 yıl barışı Atina'nın birliği ihtiyaçları doğrultusunda kullanabilmesine izin veriyordu. Atinalılar birlikten ayrılmak isteyen kentlere kolayca isyancı muamelesi yapıyor, gerekli gördüğü kentlere garnizon yerleştirerek, bu yerleşimlerde özellikle topraksız yurttaşları için klerukhia denilen koloniler kuruyorlardı. Buna Karadeniz kıyısındaki Sinope'de (Sinop) Perikles'in gönderdiği 600 Atina vatandaşı için kurulan klerukhia örnek verilebilir. Bir başka örnek ise yine Perikles tarafından gönderilen ve Khersonesos'a yerleşen koloni kafilesidir.

Perikles birlik üyesi müttefiklerinin kaderini tayin edecek siyasi kararları onlara danışmadan alıyordu. MÖ. 454'te Atina'ya taşınan birlik hazinesinin müttefikler tarafından denetlenmesini MÖ. 443'te yasakladı. Ortak hazineden Atina kenti için yaptığı harcamalarda hiçbir müttefiğe hesap vermedi. Müttefiklerin gümüş sikke basmalarını yasakladı. Yalnızca Atina'nın ağırlık ve ölçü birimlerini kullanmaları için onlara baskı yaptı. Amacı birlik dahilinde yalnızca Atina tetradrahmilerinin kullanılmasını sağlamaktı. Perikles zamanında müttefikler arasında çıkabilecek anlaşmazlıklar için Atina halk mahkemeleri yetkili kılındı. Bu davalara bakan jüriler için her baktıkları dava başına 2 obolos ödendi. Bu şekilde Perikles Atinalılar için yeni bir gelir kapısı oluşturmuş oldu. Perikles müttefiklerinin tarafını tutan muhaliflerini sindirmek için ostrakismos'u kullandı ve bu şekilde onların sürgün edilmelerine yol açtı. Ostrakismos ile sürgün edilen muhaliflerden şüphesiz en ünlüsü tarihçi Thukydides'tir.

Perikles'in iktidarıyla birlik üyelerinin neredeyse tümü tebaa muamelesi gördü. Fakat Atina'nın kurmuş olduğu bu hegemonya uzun süreli olmadı ve Peloponnessos Savaşları (MÖ. 431 - 404) sonunda yıkıldı. MÖ. 478 - MÖ. 404 yılları arasında aktif olan bu birlik I. Delos Birliği olarak anılmaktadır. Çünkü birincisinin kuruluşundan bir asır sonra yine Atina önderliğinde yeni bir birlik daha kurulmuştur. Bu birlik ise Perslerin aksine Spartalılara karşı kurulmuştu. Ancak Atina her ne kadar birincisinde olduğu gibi diğer üyeler üzerinde bir hegemonya kurmaya çalışmasa da zamanla güçlenmeye başlamasının bazı üyeleri rahatsız etmesi ve birlik içerisindeki iç savaşlar neticesinde II. Delos Birliği çok etkili olamadı ve dağıldı.


KAYNAKLAR


Martin, T. R. (2014). Eski Yunan Tarihöncesinden Hellenistik Çağ’a, (çev. Ümit H. Yolsal), İstanbul: Say Yayınları.

Kaya, M. (2022). Ege ve Eski Yunan Tarihi II: Klasik ve Hellenistik Çağlar, İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayınları.

Pomeroy, S. B. - Burstein S. M., W. Donlan, J. T. Roberts, D. W. Tandy. (2020). Antik Yunan’ın Kısa Tarihi Siyaset, Toplum ve Kültür, (çev. Oğuz Yarlıgaş), İstanbul: Alfa Yayınları.

Tekin, O. (2008). Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş, İstanbul: İletişim Yayınları.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld

Ostrakismos Nedir?

Üzerlerine isimler kazınmış çanak çömlek (ostrakon) parçaları Ostrakismos (Çanak Çömlek Mahkemesi), MÖ. 5. yüzyıl Atina'sında gerçekleştirilen bir uygulamanın ismidir. Amacı bir oylama neticesinde yeterli çoğunluğa ulaşılmasının ardından tiranlığa heveslenen kişileri sürgün etmek ve bu sayede demokrasinin varlığını sürdürmekti. Sürgün 10 yıl sürüyordu ve bu sürenin sonunda sürgüne yollanan kişi canına, mallarına veya vatandaşlığına bir zarar gelmeden Atina'ya dönebiliyordu. Oylama işlemi 500 kişiden oluşan Bule meclisi ve en yüksek idari yetkili olan 9 arkhonun gözetiminde yapılıyordu. Oy verme gizlilik usulüne dayalıydı, oy verenlerin kimliği gizli kalıyordu. Yurttaşlar tiran olmaya niyeti olduğunu düşündükleri kişilerin isimlerini ostrakon (çoğ. ostraka) denilen çanak çömlek parçaları üzerine kazıyarak yazıyorlardı. Daha sonra phylai denilen görevliler oyları topluyor, kimsenin birden fazla oy kullanmasına izin verilmiyordu. Bir kişinin ostrakismos sonucu sürgün edilebilmesi

Kassandra'nın Hikayesi

Kassandra ve Aias'ı gösteren bir Roma freski, Pompeii (Public Domain) Kassandra Troia kralı Priamos ve Hekabe'nin kızıdır. Zengin bir kralın kızı olmasına rağmen Troia'nın malum sonu nedeniyle trajik bir kişiliği vardır. En kötüsü de bilicilik yeteneğine, olacakları önceden görmesine rağmen anlattıklarına kimseyi inandıramamış olmasıdır. Yıkım göz göre göre gelir ve kendisi de bunun bir parçası olur.  Kassandra'nın bilicilik yeteneğiyle ilgili iki hikaye anlatılır. Birincisinde, Kassandra, Helenos ismindeki erkek kardeşiyle birlikte Thymbra Apollon'unun şehir dışında bulunan tapınağında düzenlenen bir şenlikten sonra anne ve babası tarafından tapınakta unutulur ve geceyi orada geçirirler. Priamos ve Hekabe ertesi sabah çocuklarını almak için döndüklerinde gördükleri manzara karşısında korkuya kapılırlar. Zira iki tane yılan çocukları sarmış, gözlerini ve kulaklarını yalamaktadır. Anne ve babayı gören yılanlar ortadan kaybolur, ancak çocuklar duyuları arındığı için i