Ana içeriğe atla

Pan ve Syrinks


Pan ve Syrinks, Peter Paul Rubens, 1620'ler, Wikimedia Commons, Kamu malı (Public Domain).

Yunan mitolojisinde Pan, doğanın, kırsal yaşamın ve çobanların tanrısı olarak bilinir. Keçi ayaklı ve boynuzlu görünümüyle insan ve hayvanın birleşimini temsil eden Pan, dikkat çekici olduğu kadar ürkütücü bir görünüme sahiptir. Onun hikâyeleri yalnızca eğlence ve doğayla uyumu anlatmaz; kimi zaman tutkularının peşinden giden bir figür olarak da karşımıza çıkar.

Rivayete göre Pan, güzelliğiyle bilinen su perisi Syrinks’e âşık olur. Ona yakınlaşmak ister, ancak Syrinks bu ilgiden rahatsızdır ve kaçar. Pan’ın ısrarlı takibinden kurtulmak için su perilerinden yardım ister. Böylece periye uzanan Pan’ın elinde geriye yalnızca rüzgârda hışırdayan sazlıklar kalır. Büyük bir üzüntüyle sazlıkların arasında dolaşan Pan, onları kesip birbirine ekleyerek yeni bir müzik aleti yapar. Böylece “Syrinks” ya da daha çok bilinen adıyla “Pan flütü” ortaya çıkar.

Bu hikâye yalnızca mitolojik bir aşk ve dönüşüm anlatısı değil, aynı zamanda doğa ile sanatın birleşimini de simgeler. Syrinks’in sazlığa dönüşmesi, doğanın koruyucu ve dönüştürücü gücünü hatırlatırken, Pan’ın flüt icadı ise acının sanata dönüştürülmesini temsil eder. Zaman içinde Pan flütü, hem müzikal bir enstrüman hem de yaratıcı ifadenin sembolü olarak varlığını sürdürür. Çağlar boyunca varlığını koruyan bu efsane, insanoğlunun doğa ile olan bağını ve kayıplardan doğan yeni başlangıçları güçlü bir şekilde hatırlatır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...