Ana içeriğe atla

Sabin Kadınlarının Kaçırılması


Sabin Kadınlarının Kaçırılması
Sabin kadınlarının araya girmesi, Jacques Louis David, 1799.

Romulus'un krallığında Roma bereketli bir yer haline gelmişti. Ancak nüfus yalnızca erkeklerden oluşuyordu. Kadın eksikliğinden dolayı Roma'nın nüfusu ve geleceği tehlike altındaydı. Bunu gören Romulus çözüm bulmak adına kadınlarından bazılarıyla Romalı erkekleri evlendirmek için komşu Sabinleri ikna etmek istedi. Ancak bu istek reddedildi; zira komşuları gelişmekte olan Roma'nın gücünden korkuyor ve buna katkıda bulunmak istemiyorlardı.

Teklifin reddedilmesi üzerine Romulus, Roma'nın geleceğini kurtarmak için oldukça kurnaz ve sert bir strateji belirledi. Bütün Sabinleri Roma'daki bir dini festivale davet etti. Sabinler başlarına gelecekten habersiz kadın ve çocuklarıyla festivale katıldılar. Herşey normal gittiği bir esnada Romulus ayağa kalkarak giysisini toplayıp bedeninin üzerine attı. Bu şekilde Romalı erkeklere saldırıya geçmeleri için işaret vermiş oldu. Romalılar harekete geçip kadınları zaptettiler. Plutarkhos'un aktardığına göre, evli bir kadın olan Hersilia dışında zaptedilenlerin hepsi bakireydi. Hersilia evli olduğu bilinmeden bakire sanıldığı için kaçırılmıştı. Plutarkhos otuz bakirenin kaçırıldığını söyler, ancak aynı bölümde farklı kaynaklara yer vererek bu sayının otuzdan fazla olabileceğini de belirtir.

Sabin kadınlarının kaçırılması bazı tarihçilere göre şehvet düşkünlüğünden değil, onlarla güçlü bir ittifak kurma arzusundan kaynaklanıyordu. Romulus'un Sabinlere yaptığı teklif bunu sağlamaya yönelikti fakat olumsuz yanıt alınca son derece acımasız olan bu planı uyguladı. Sabinler bu hareketi karşılıksız bırakmadılar ve kadınları geri almak için Romalılara savaş ilan ettiler. Savaşın en çok kızıştığı sırada Sabin kadınları araya girerek iki taraftan da uzlaşmalarını ve kan dökmeyi bırakmalarını rica ettiler. Zira iyi muamele gördükleri Romalı eşlerinden çocukları olmuştu. Savaş yüzünden hem babaları ve kardeşlerinin hem de çocuklarının babalarının ölmelerini istemiyorlardı. Kan dökülmesini görmektense ölmeyi tercih edeceklerini söylediler. Bu konuşmalardan etkilenen iki taraf arasında barış ilan edildi. Romalılar ve Sabinler, Romulus ve Sabin lideri Titus Tatius tarafından ortaklaşa yönetilen tek bir devlet çatısı altında birleşmeyi kabul ettiler. İki halk zamanla Romalı adı altında birleşti, bu şekilde Roma'nın nüfusu ve gücü artmış oldu. 

Tatius birleşmeden 5 yıl sonra öldürüldü ancak ismi hiçbir zaman Roma kralları arasında yer almadı. MÖ. 715'e kadar Roma'yı yönettiği bilinen Romulus'un ise patriciilerin (soylu, zengin Romalılar) bir komplosu neticesinde öldürüldüğü söylenmektedir. Bir efsaneye göre de babası savaş tanrısı Mars tarafından sürülen bir savaş arabası ile gökyüzüne yükselmiştir.


KAYNAKLAR

Eskiçağ Kaynakları

Plutarkhos, (2011). Yaşamlar: Theseus ve Romulus, (çev. Meriç Mete), İstanbul: İdea Cep Kitapları.

İnternet Siteleri

The Rape of the Sabine Women | Ancient Origins (ancient-origins.net)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld

Ostrakismos Nedir?

Üzerlerine isimler kazınmış çanak çömlek (ostrakon) parçaları Ostrakismos (Çanak Çömlek Mahkemesi), MÖ. 5. yüzyıl Atina'sında gerçekleştirilen bir uygulamanın ismidir. Amacı bir oylama neticesinde yeterli çoğunluğa ulaşılmasının ardından tiranlığa heveslenen kişileri sürgün etmek ve bu sayede demokrasinin varlığını sürdürmekti. Sürgün 10 yıl sürüyordu ve bu sürenin sonunda sürgüne yollanan kişi canına, mallarına veya vatandaşlığına bir zarar gelmeden Atina'ya dönebiliyordu. Oylama işlemi 500 kişiden oluşan Bule meclisi ve en yüksek idari yetkili olan 9 arkhonun gözetiminde yapılıyordu. Oy verme gizlilik usulüne dayalıydı, oy verenlerin kimliği gizli kalıyordu. Yurttaşlar tiran olmaya niyeti olduğunu düşündükleri kişilerin isimlerini ostrakon (çoğ. ostraka) denilen çanak çömlek parçaları üzerine kazıyarak yazıyorlardı. Daha sonra phylai denilen görevliler oyları topluyor, kimsenin birden fazla oy kullanmasına izin verilmiyordu. Bir kişinin ostrakismos sonucu sürgün edilebilmesi

Kassandra'nın Hikayesi

Kassandra ve Aias'ı gösteren bir Roma freski, Pompeii (Public Domain) Kassandra Troia kralı Priamos ve Hekabe'nin kızıdır. Zengin bir kralın kızı olmasına rağmen Troia'nın malum sonu nedeniyle trajik bir kişiliği vardır. En kötüsü de bilicilik yeteneğine, olacakları önceden görmesine rağmen anlattıklarına kimseyi inandıramamış olmasıdır. Yıkım göz göre göre gelir ve kendisi de bunun bir parçası olur.  Kassandra'nın bilicilik yeteneğiyle ilgili iki hikaye anlatılır. Birincisinde, Kassandra, Helenos ismindeki erkek kardeşiyle birlikte Thymbra Apollon'unun şehir dışında bulunan tapınağında düzenlenen bir şenlikten sonra anne ve babası tarafından tapınakta unutulur ve geceyi orada geçirirler. Priamos ve Hekabe ertesi sabah çocuklarını almak için döndüklerinde gördükleri manzara karşısında korkuya kapılırlar. Zira iki tane yılan çocukları sarmış, gözlerini ve kulaklarını yalamaktadır. Anne ve babayı gören yılanlar ortadan kaybolur, ancak çocuklar duyuları arındığı için i