Ana içeriğe atla

Eski Roma'da Latifundialar


Yapay zeka ile hazırlanmış temsili bir Latifundium görseli.

Eski Roma’da “latifundia” (tekil: latifundium), Latince latus (geniş) ve fundus (arazi, çiftlik) kelimelerinden türemiştir. Kelime anlamı olarak “geniş toprak” demektir ve Roma’nın aristokrat sınıfının elinde toplanan büyük tarım arazilerini ifade eder. Bu sistem, Roma Cumhuriyeti’nin son dönemlerinden itibaren giderek yaygınlaştı ve imparatorluğun ekonomik olduğu kadar toplumsal yapısını da derinden etkiledi.

Köken ve Yükseliş

Latifundiaların ortaya çıkışı, Roma’nın MÖ 2. yüzyıldan itibaren Akdeniz’de gerçekleştirdiği fetihlerle yakından bağlantılıdır. Kartaca, Yunan şehir devletleri ve diğer bölgelerden ele geçirilen geniş topraklar genellikle devlet hazinesine değil, senatörlere ve aristokrat ailelere dağıtıldı. Böylece Roma’nın zengin sınıfı kırsal alanda giderek daha fazla güç kazandı.

Küçük çiftçiler ise uzun askerlik hizmetleri nedeniyle kendi tarlalarını işleyemez hâle geldi. Gelir elde edemeyen birçok çiftçi borçlandı veya topraklarını satmak zorunda kaldı. Bu durum, kırsalda mülkiyetin giderek az sayıda zengin ailenin elinde toplanmasına yol açtı. Latifundiaların yükselişini mümkün kılan en önemli etkenlerden biri de köle emeğiydi. Roma’nın sürekli fetihleriyle elde edilen binlerce savaş esiri, büyük çiftliklerde düşük maliyetle çalıştırıldı. Bu sayede latifundialar hem küçük üreticilere karşı üstünlük sağladı hem de Roma şehirlerinin artan gıda ve ticari ürün ihtiyacını karşılayarak hızla büyüdü.

İşleyiş

Latifundialar, malikâneler (villa rustica) çevresinde örgütlenmiş geniş çiftliklerdi. En önemli özellikleri, üretimde köle emeğine dayanmalarıydı. Savaşlarda ele geçirilen esirler bu çiftliklerde çalıştırılır, özellikle tahıl, zeytin ve üzüm gibi ürünler üretilirdi. Daha sonra bu ürünler Roma’nın büyük kent pazarlarına ulaştırılırdı. Bu sayede ticaret gelişir, başta Roma olmak üzere büyük kentlere gıda temin edilir ve ürünler üzerinden alınan vergi de Roma ekonomisine katkı sağlardı. Bu şekilde latifundialar hem yerel hem de devlet ekonomisinde önemli bir rol oynardı.

Toplumsal Sonuçlar

Latifundiaların yükselişi Roma toplumunda önemli değişimlere yol açtı:

  • Küçük çiftçilerin yok oluşu: Rekabet edemeyen küçük üreticiler topraksız kaldı.

  • Kentlere göç: Kırsal kesimden kopan nüfus Roma ve diğer büyük şehirlere akın ederek işsiz ve yoksul kitleleri oluşturdu. Bu toplumsal kesim zamanla “proletarya” olarak adlandırıldı.

  • Siyasi gerilimler: Artan eşitsizlikler, Tiberius ve Gaius Gracchus gibi reformcuların toprak dağıtımına yönelik girişimlerini tetikledi, fakat bu çabalar başarısız oldu.

Çöküş ve Dönüşüm

İmparatorluğun ilerleyen dönemlerinde fetihlerin yavaşlamasıyla birlikte köle arzı azaldı. Köle emeğine dayalı latifundia düzeni sürdürülemez hâle geldi. Bunun sonucunda colonus sistemi gelişti: kölelerin yerine, toprağa bağlı ama serf benzeri özgür işçiler çalıştırılmaya başlandı. Bu düzen, Orta Çağ’daki feodal yapının öncüsü kabul edilir.

Sonuç

Latifundialar, Roma’nın ekonomik büyümesini desteklemiş, tarımsal üretimi merkezileştirmiş ve imparatorluk çapında gelir sağlamıştır. Ancak aynı zamanda kırsal nüfusu topraksız bırakmış, kentlerde yoksul kitlelerin çoğalmasına yol açmış ve sosyal eşitsizlikleri derinleştirmiştir. Dolayısıyla latifundia sistemi, Roma’nın gücünün artmasında olduğu kadar, toplumsal sorunlarının büyümesinde de belirleyici bir rol oynamıştır.

Kaynaklar

Encyclopaedia Britannica, Latifundium, britannica.com

Wikipedia, Latifundium, en.wikipedia.org


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...