Ana içeriğe atla

Oidipous


Oidipous ve Sphinks, ressam Jean-Auguste-Dominique İngres, 1808.


Oidipous, Thebai kralı Laios ve İokaste'nin oğullarıdır. Henüz annesinin karnındayken bir kahin tarafından büyüdüğünde babasını öldüreceği ileri sürülür ve bu kehaneti engellemek için Laios tarafından bir dağda terk edilir. Oidipous daha sonra çobanlar tarafından bulunur ve hiç çocukları olmayan Korinthos kralı Polybos ve Merope'ye götürülür.

Polybos ve Marope kendi çocukları gibi baktıkları bebeğe ayak bileklerindeki yaralardan dolayı "Şiş Ayak" anlamına gelen Oidipous adını verirler. Ancak Oidipous büyüyünce Polybos'un gerçek babası olmadığını öğrenir ve bunun üzerine gerçek ailesini bulmak üzere Delphoi kahinine danışmak için saraydan ayrılır. Delphoi kahini ona babasını öldürüp annesiyle evleneceğini söyler. Oidipous bu dönemde Daulis, Thebai ve Lebadeia yollarının kesiştiği Üç Yol'da şans eseri gerçek babası Laios ile karşılaşır ve bir yol verdin-vermedin tartışması nedeniyle öfkelenerek gerçekte kim olduğunu bilmeden onu öldürür. Bu şekilde babasını öldüreceği kehaneti gerçekleşmiş olur.

Daha sonra Thebai'ye gelen Oidipous, Sphinks (Sfenks) adında yarı insan yarı hayvan olan korkunç bir canavarla karşılaşılır. Thebaililerin başlarına bela olan bu canavar karşılaştığı insanlara bilmece sormakta ve bilemeyenleri yemektedir. Sphinks bilmecesini Oidipous'a sorar. Bilmecesi şu şekildedir : "Sabahleyin dört, öğleyin iki, akşamleyin ise üç ayak üzerinde yürüyen nedir?" Oidipous buna "İnsan" diye cevap verir. İnsan hayatının ilk yılları olan bebekliğinde (yani sabahleyin) kolları ve ayakları üzerinde emekler, yetişkin olunca (öğleyin) iki ayağı üzerinde yürür, yaşlandığında (akşamleyin) ise ayakta durmasına yardımcı olsun diye baston kullanır.

Oidipous bilmeceye doğru cevap vermiştir. Bilmecesi çözülen Sphinks üzüntü ve öfkeyle kendini uçurumdan aşağı atar. Bu korkunç yaratıktan kurtulan Thebai halkı ise minnettar oldukları Oidipous'u kralları yapar ve onu Laios'un dul kalan eşi kraliçe İokaste ile evlendirir. İkilinin Eteokles, Polyneikes, Antigone ve İsmene adlarında dört çocukları olur. Fakat İokaste, Oidipous'un öz annesidir ve gerçek ortaya çıkınca İokaste canına kıyar. Oidipous ise kendi gözlerini kör eder ve Thebai'den sürülür. Daha sonra kızı Antigone ile beraber gittiği Attika'da yaşamı son bulur.


KAYNAKLAR


Erhat, A. (1996). Mitoloji Sözlüğü, İstanbul: Remzi Kitabevi.

Kershaw, S. P. (2019). Yunan Mitolojisi Rehber Kitabı, (çev. Şefik Turan), İstanbul: Salon Yayınları.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.