Ana içeriğe atla

Trevi Çeşmesi


Fontana di Trevi
Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), Roma, Foto : M. Özveren.

Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), Roma'nın ve hatta Avrupa'nın en güzel çeşmelerinden biridir. 1732 yılında papa XII. Clement'in isteğiyle İtalyan mimar ve heykeltraş Nicola Salvi tarafından tasarlanan çeşme, 1762 yılında yine İtalyan mimar Guiseppe Pannini tarafından tamamlanmıştır. 26 metre yüksekliğinde ve 49 metre genişliğinde olan çeşme Roma'daki en büyük ve dünyadaki en ünlü çeşmelerden biridir. Fontana di Trevi, Barok mimari tarzı benimsenerek inşa edilmiştir.

Trevi İtalyancada üç yol anlamına gelir. Üç yolun kesişim noktasında yer aldığı için çeşmeye Trevi Çeşmesi denilmektedir. Çeşmenin merkezinde heykeltraş Pietro Bracci'nin yaptığı deniz atları tarafından çekilen bir arabanın üzerinde duran ve tritonların eşlik ettiği Okeanos heykeli bulunmaktadır. Çeşmeyle bir bütün olan arkasındaki Palazzo Poli binasında zafer kemerinin solunda bereket, sağında ise sağlık heykeli yer almaktadır. Karşıdan bakınca bu heykeller de ortalarında yer alan Okeanos ile bir uyum içerisinde görünmektedirler. 

Çeşmeyi her yıl yaklaşık 10 milyon turistin gezdiği bilinmektedir. Turistler dilek dileyip çeşmeye bozuk para atmaktadırlar. Bu paralar daha sonra belediye tarafından toplanarak bir hayır kurumuna bağışlanmakta ve bu sayede yoksul kişilerin yiyecek ve içecek ihtiyacı karşılanmaktadır. Çeşmeden toplanan paranın yıllık 1.5 milyon euro olduğu tahmin edilmektedir. Son olarak çeşmeye para atanların Roma'ya tekrar geri döneceğine inanılmaktadır.

Trevi Çeşmesi, Vittorio De Sica'nın yönettiği 1948 yapımı Ladri di Biciclette (Bisiklet Hırsızları) ve Federico Fellini'nin 1960 yapımı La Dolce Vita (Tatlı Hayat) filmi gibi kült filmlerde de görülmektedir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı'ndan bir görünüm, Foto : M. Özveren. İstanbul'un görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan ve Sultanahmet'te yer alan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma imparatoru I. Iustinianus döneminde (MS. 527 - 565) kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yapı 140 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde olan 336 tane sütun bulunmaktadır. Sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen bu sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak adlandırılmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika olduğundan yapı "Bazilika Sarnıcı" olarak da isimlendirilir. Sarnıçta bulunan ve sütun kaidesi olarak kullanılan iki Medusa başı oldukça dikkat çekicidir. Roma dönemi heykel sanatının güzel birer örneği olan bu Medusa başları sarnıç içerisinde ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken objelerdendir. Bir görüşe göre sarnıca Medusa başı konulmasının nedeni yapıyı koruma amaçlıdır....