Ana içeriğe atla

Rumeli Hisarı


Rumeli Hisarı, foto : M. Özveren

Rumeli Hisarı, Anadolu Hisarı ile birlikte Boğaziçi su yolunun en dar iki noktası üzerinde inşa edilmiş savunma amaçlı iki hisardan biridir. Bu hisarların ilki olan Anadolu Hisarı, I. Bayezid (Yıldırım) tarafından MS. 1394-95 yıllarında Anadolu Yakası’nda bugünkü Beykoz ilçesi sınırları içerisinde inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı ise boğazdaki geçişleri kontrol altına almaktır. II. Mehmed (Fatih) de 1452 yılında benzer amacı güderek Avrupa Yakası’na ve Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı (Boğazkesen Hisarı) inşa ettirir. Her iki hisar da Osmanlı İstanbul'unun en eski yapıları ve yerleşim yerleri olarak kabul edilir.

Günümüzde Sarıyer ilçesinde yer alan Rumeli Hisarı, Boğaziçi'ndeki geçişleri kontrol edebilmek amacıyla inşa edilmiştir. II. Mehmed İstanbul'u kuşatırken şehre boğazın kuzeyinden gelebilecek yardımları kesmek ve olası saldırıları engellemek amacıyla bu hisarı inşa ettirmiştir. Hisarın inşasına 15 Nisan 1452'de başlanmış ve 31 Ağustos 1452'de tamamlanmıştır. 30 dönüm alanı kapsayan hisar, 3 büyük kule ve surlardan oluşmaktadır. Hisarın inşasında iş bölümü yapılarak her bölümün inşasını bir paşa üstlenmiş, deniz tarafına düşen bölümün inşasını II. Mehmed'in kendisi üstlenmiştir. Rumeli Hisarı 1509 Büyük İstanbul depremi ve 1746'da çıkan bir yangında zarar görse de onarılmıştır. Günümüzde ise müze olarak kullanılmaktadır.


KAYNAKLAR


www.kültürportalı.gov.tr

www.sarıyer.org.tr


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld

Ostrakismos Nedir?

Üzerlerine isimler kazınmış çanak çömlek (ostrakon) parçaları Ostrakismos (Çanak Çömlek Mahkemesi), MÖ. 5. yüzyıl Atina'sında gerçekleştirilen bir uygulamanın ismidir. Amacı bir oylama neticesinde yeterli çoğunluğa ulaşılmasının ardından tiranlığa heveslenen kişileri sürgün etmek ve bu sayede demokrasinin varlığını sürdürmekti. Sürgün 10 yıl sürüyordu ve bu sürenin sonunda sürgüne yollanan kişi canına, mallarına veya vatandaşlığına bir zarar gelmeden Atina'ya dönebiliyordu. Oylama işlemi 500 kişiden oluşan Bule meclisi ve en yüksek idari yetkili olan 9 arkhonun gözetiminde yapılıyordu. Oy verme gizlilik usulüne dayalıydı, oy verenlerin kimliği gizli kalıyordu. Yurttaşlar tiran olmaya niyeti olduğunu düşündükleri kişilerin isimlerini ostrakon (çoğ. ostraka) denilen çanak çömlek parçaları üzerine kazıyarak yazıyorlardı. Daha sonra phylai denilen görevliler oyları topluyor, kimsenin birden fazla oy kullanmasına izin verilmiyordu. Bir kişinin ostrakismos sonucu sürgün edilebilmesi

Kassandra'nın Hikayesi

Kassandra ve Aias'ı gösteren bir Roma freski, Pompeii (Public Domain) Kassandra Troia kralı Priamos ve Hekabe'nin kızıdır. Zengin bir kralın kızı olmasına rağmen Troia'nın malum sonu nedeniyle trajik bir kişiliği vardır. En kötüsü de bilicilik yeteneğine, olacakları önceden görmesine rağmen anlattıklarına kimseyi inandıramamış olmasıdır. Yıkım göz göre göre gelir ve kendisi de bunun bir parçası olur.  Kassandra'nın bilicilik yeteneğiyle ilgili iki hikaye anlatılır. Birincisinde, Kassandra, Helenos ismindeki erkek kardeşiyle birlikte Thymbra Apollon'unun şehir dışında bulunan tapınağında düzenlenen bir şenlikten sonra anne ve babası tarafından tapınakta unutulur ve geceyi orada geçirirler. Priamos ve Hekabe ertesi sabah çocuklarını almak için döndüklerinde gördükleri manzara karşısında korkuya kapılırlar. Zira iki tane yılan çocukları sarmış, gözlerini ve kulaklarını yalamaktadır. Anne ve babayı gören yılanlar ortadan kaybolur, ancak çocuklar duyuları arındığı için i