Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Laokoon ve Oğullarının Hikayesi

Laokoon ve Oğulları heykeli, Vatikan Müzeleri, foto : M. Özveren. Troia Savaşı'nın meydana geldiği dönemde yaşayan Laokoon, Troialı Antenor'un oğlu ve aynı zamanda Thymbra Apollonu rahibiydi. Karısının adı Antiope'ydi ve ondan iki oğlu olmuştu. Laokoon, Apollon'un kutsal heykeli önünde karısıyla sevişince tanrının öfkesini üzerine çekti.  Troia Savaşı'nın sonlarına doğru Yunanlar çatışmalardan istedikleri sonucu alamadıkları için bir hileye başvurdular. Sahilde büyük tahta bir at bırakıp, geri çekilmiş gibi yaparak gemileriyle birlikte Tenedos Adası'nın (bugünkü Bozcaada) ardına gizlendiler. Laokoon tahta atın şehre alınmaması gerektiği konusunda Troialıları uyarmış ve hatta ata bir mızrak fırlatmıştı. Troialılar Laokoon'u dinlemeyerek onu Poseidon'a kurban sunması ve dua etmesi için görevlendirdiler. Laokoon kendisine yardım eden iki oğluyla birlikte vazifesini yerine getirdiği sırada Apollon tarafından gönderilen iki korkunç yılan aniden oğullarına dol

Rumeli Hisarı

Rumeli Hisarı, foto : M. Özveren Rumeli Hisarı, Anadolu Hisarı ile birlikte Boğaziçi su yolunun en dar iki noktası üzerinde inşa edilmiş savunma amaçlı iki hisardan biridir. Bu hisarların ilki olan Anadolu Hisarı, I. Bayezid (Yıldırım) tarafından MS. 1394-95 yıllarında Anadolu Yakası’nda bugünkü Beykoz ilçesi sınırları içerisinde inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı ise boğazdaki geçişleri kontrol altına almaktır. II. Mehmed (Fatih) de 1452 yılında benzer amacı güderek Avrupa Yakası’na ve Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı (Boğazkesen Hisarı) inşa ettirir. Her iki hisar da Osmanlı İstanbul'unun en eski yapıları ve yerleşim yerleri olarak kabul edilir. Günümüzde Sarıyer ilçesinde yer alan Rumeli Hisarı, Boğaziçi'ndeki geçişleri kontrol edebilmek amacıyla inşa edilmiştir. II. Mehmed İstanbul'u kuşatırken şehre boğazın kuzeyinden gelebilecek yardımları kesmek ve olası saldırıları engellemek amacıyla bu hisarı inşa ettirmiştir. Hisarın inşasına 15 Nisan 1452'

Tarpeia Kayası

Sabinler Tarpeia'yı Roma'ya ihanet etmesi için ikna etmeye çalışıyor. Söylenenlere göre Tarpeia, bir Roma kumandanının kızı ve aynı zamanda bir Vesta bakiresiydi. MÖ. 8. yüzyılda Romulus ve Sabin kralı Titus Tatius arasındaki savaşta Sabinler kaçırılan kadınlarını geri almak için Roma'ya savaş açmışlardı. Bu nedenle Capitolium Tepesi üzerindeki kalenin içine girmelerini sağlaması için Tarpeia'yı rüşvetle ikna etmeye çalıştılar. Bu yüzden Romalı kadına sol kollarına taktıkları altın bilezikleri vermeyi teklif ettiler ve onu ikna ettiler. Ardından içeri giren Sabin askerlerinden bazıları sol ellerinde taşıdıkları kalkanlarla Tarpeia'yı ezerek öldürdüler. Tarpeia'nın bedeni Capitolium tepesinde gömüldü ve gömüldüğü yere de ona ithafen Tarpeia Kayası adı verildi. Bu kayalık sonraları hainlerin ve katillerin üzerinden atılarak cezalandırıldığı bir yer haline geldi. 

Vae Victis

İtalyan ressam Sebastiano Ricci'ye (1659 - 1734) ait bu resimde Keltlere fidye veren Romalılar ve buna engel olmak isteyen Camillus (en sağda) görülüyor. MÖ. 4. yüzyılın başlarında İtalya'nın kuzeyi bir Kelt kabilesi olan Senonlar tarafından istila edilmişti. MÖ. 390 (veya 387) yılında ise Senonlar komutanları Brennus liderliğinde güneye Roma'ya ilerlemişler ve kendilerini durdurmak üzere karşılarına çıkan Roma ordusunu Tiber'in bir kolu olan Allia Nehri kıyısında ağır bir yenilgiye uğratmışlardı. Bunun üzerine Brennus Roma'yı kuşatmış ve Capitolium tepesi hariç bütün kenti ele geçirmişti.  Romalıların Capitolium'daki savunmaları güçlüydü ve bir türlü aşılamıyordu. Kuşatmanın uzaması iki taraf için de sıkıntılı bir durumdu. Bu yüzden Romalılar, kuşatmayı kaldırmaları için Keltlerin komutanı Brennus'a fidye teklif ettiler. Ağırlığınca altın edinme fikrini cazip bulan Brennus teklifi kabul etti. Romalılar anlaşma gereğince yaklaşık 400 kg altın getirdiler. Kel