Ana içeriğe atla

On İki Levha Kanunları


Eski Roma
Roma Forumu

On iki levha kanunları Roma'da MÖ. 5. yüzyılın başından beri süregelen patricii-pleb rekabetinin bir sonucu olarak aynı yüzyılın ortasında ortaya çıktı. Pleblerin kanunların yazılı hale getirilmesi talepleri nedeniyle consullerin atanması geçici olarak askıya alındı, kanunların yazılması ve halka açık hale getirilmesi için MÖ. 451 yılında on kişilik geçici bir komisyon olan decemvir'lere (decem-viri, "on adam" anlamına gelmektedir) yetki verildi. Komisyon, başkanlığını Appius Claudius'un yaptığı 10 tane patriciiden oluşuyordu. Bu komisyon bir yıl boyunca consulleri de aşan mutlak yetkiye sahip olacak, Cumhuriyet idaresini düzenleyen bir dizi kanun hazırlayacaktı. Hazırlanan kanunlar tunç (fildişi veya ahşap olduğu da söylenir) levhalar üzerine yazılıp Forum'da sergilenerek herkesin haberdar olması sağlandı. Böylece yüzyıllar boyu Roma hukukunun temel metni olarak varlığını sürdürecek "On İki Levha Kanunları" ortaya çıkmış oldu. On iki levha kanunları günümüze ulaşmamıştır, fakat bu kanunların hepsi olmasa da belli bir bölümü antik yazarların yapıtlarındaki alıntılar sayesinde bilinmektedir.

On iki levha kanunları Roma vatandaşlarının görev ve sorumluluklarını belirtiyor, yurttaşlar arasındaki hukuki ilişkilere açıklık getiriyordu. Kanunların varlığı ve yazılı olması, mesela üst düzey bir devlet memurunun kafasına göre kanun uydurmasını engelliyor, bu şekilde pleblerin hakkı korunmuş oluyordu. Kanunlar bilhassa evlilik, boşanma, miras ve babanın ev halkı üzerindeki hakları gibi konulara odaklanmıştı. Ailenin merkeziliği kabul edilmiş, babaların eşleri ile çocukları üzerindeki yetkileri tanımlanmıştı. Kanunlarla aynı zamanda mülkiyet hakları korunmuş, ihlaller sınırlandırılmıştır. Gece hırsızlık yapan birisi mal sahibi tarafından öldürüldüğünde, öldürene herhangi bir ceza verilmeyecekti. On iki levha kanunları davacıya eğer diretirse davalıyı zorla mahkemeye getirme hakkı tanıyordu. Kanunlar borç konusuna da büyük önem vermekteydi; borçluya 30 günlük süre tanınıyordu ve 60 günden fazla hapsedilmesine izin verilmiyordu. Ayrıca isteyenlerin kurtarmalık ödeyerek serbest kalmalarını sağlamak için pazar günleri mahkemeye çıkmalarına izin veriliyordu. 

On iki levha kanunları Eski Roma'da kanunların yazılı hale getirilmesi bakımından önemli bir adımdı; fakat neticede patricii-pleb mücadelesini sona erdirmedi. N. Faulkner decemviri yönetimindeki Roma'yı toprak sahibi ve tefecilerin hakimiyetindeki kapalı bir kast toplumu olarak tanımlamaktadır (N. Faulkner 2015, s. 67). Bu durum her ne kadar yazılı hale gelse de kanunların yurttaşların ortak menfaatini korumaktan ziyade her zaman olduğu gibi varlıklı kesimin çıkarını gözettiğini anlamamızı sağlamaktadır. Sonuçta plebler decemvirlerin faaliyetleri neticesinde Roma'da bir kez daha ayaklanmışlar ve MÖ. 449'da ikinci kez Kutsal Dağa (Mons Sacer) çıkmışlardır. Buna karşın decemviri yönetimi etkinliğini korumaya çalışsa da halkın tepkisi nedeniyle görevine son verilmiştir.


KAYNAKLAR


Boatwright, M. T. - D. J. Gargola, R. J.A. Talbert, N. Lenski. (2022). Romalıların Kısa Tarihi, (çev. İrem Kısacık), İstanbul: Say Yayınları.

Diakov, V.-S. Kovalev. (2015). İlkçağ Tarihi II: Roma, (çev. Özdemir İnce), İstanbul: Yordam Kitap.

Faulkner, N. (2015). Roma Kartalların İmparatorluğu, (çev. Çağdaş Sümer), İstanbul: Yordam Kitap.

Tekin, O. (2008). Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş, İstanbul: İletişim Yayınları.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı'ndan bir görünüm, Foto : M. Özveren. İstanbul'un görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan ve Sultanahmet'te yer alan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma imparatoru I. Iustinianus döneminde (MS. 527 - 565) kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yapı 140 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde olan 336 tane sütun bulunmaktadır. Sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen bu sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak adlandırılmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika olduğundan yapı "Bazilika Sarnıcı" olarak da isimlendirilir. Sarnıçta bulunan ve sütun kaidesi olarak kullanılan iki Medusa başı oldukça dikkat çekicidir. Roma dönemi heykel sanatının güzel birer örneği olan bu Medusa başları sarnıç içerisinde ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken objelerdendir. Bir görüşe göre sarnıca Medusa başı konulmasının nedeni yapıyı koruma amaçlıdır....

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...