Ana içeriğe atla

Kronos'un Evrenin Hakimi Olması


Kronos ve çocuğu, ressam Giovanni Francesco Romanelli (Public Domain).


Kronos (Eski Roma'da Saturnus olarak bilinirdi), Yer'i temsil eden Toprak Ana (Gaia) ve Gök'ün kişileştirilmiş hali Ouranos'un (Uranos) çocukları olan titanlardan biriydi. Titanların en küçüğüydü, ayrıca Zeus ve Olymposlular kuşağından önceki birinci tanrılar kuşağındandı. Ouranos'un Gaia'dan birçok çocuğu olmuştu. İkilinin beraberliğinden altı Titan ile altı Titanid, üç Kyklops ve üç Hekatogkheires (Yüz Kollu Devler) doğdu. 

Bir gün Ouranos isyankar Kyklopları Ölüler Diyarı'nın yedi kat altına, kasvetli ve korkunç bir yer olan Tartaros'a kapattıktan sonra Gaia ile birlikte oldu. Bu birliktelikten Titanlar dünyaya geldi. Kyklopların hapsedildiği yer, dünyadan, yeryüzünün gökyüzüne olan mesafesi kadar uzak bir yerdi. Gaia, evlatlarının bu şekilde cezalandırılmalarına çok üzüldü ve öç almak için titanları Ouranos'a saldırmaya ikna etti. Parlak çelikten yaptığı tırpanı titanların en genci ve lideri olan Kronos'a verdi. Ouranos gece uyuduğu sırada Kronos tırpanla babasının cinsel organını kesip, sol eliyle Drapenon Burnu'nda (bugünkü G. Kıbrıs'ta yer alır) denize attı (o günden beri sol eli kullanmanın uğursuzluk getireceğine inanılır). Titanlar önlerinde bir engel kalmayınca annelerine verdikleri söz gereği Kyklopları Tartaros'tan çıkardılar ve liderleri Kronos'u evrenin hakimi olarak ödüllendirdiler. Ancak Kronos tüm gücü eline alır almaz kendisine destek olan yüz kollu devler (Hekatohkheires) ile Kyklopları tekrar Tartaros'a hapsetti. Bu şekilde kainatın efendisi olduktan sonra kız kardeşi Rhea ile evlendi.

Hikayenin başka bir versiyonunda ise, Gaia sürekli çocuk yapmak isteyen Ouranos'tan rahatsız olduğu için oğullarından yardım istemiş ve bu talebi yalnızca Kronos kabul etmişti. Zira diğer çocukları Ouranos'tan çekiniyorlardı. Kronos pusu kurdu ve annesinin ona verdiği "orak"la babasının hayalarını keserek denize attı. Gerçek ne olursa olsun, evrenin yeni hakimi artık Kronos'tu. Ancak babasının başına gelene benzer bir biçimde Kronos da kendi çocukları tarafından tahtından edildi ve ardından Tartaros'a hapsedildi.


KAYNAKLAR

Graves, R. (2010). Yunan Mitleri : Tanrılar, Kahramanlar, Söylenceler, (çev. Uğur Akpur), İstanbul: Say Yayınları.

Grimal, P. (2012). Mitoloji Sözlüğü : Yunan ve Roma, (çev. Sevgi Tamgüç), İstanbul: Kabalcı Yayınevi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı'ndan bir görünüm, Foto : M. Özveren. İstanbul'un görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan ve Sultanahmet'te yer alan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma imparatoru I. Iustinianus döneminde (MS. 527 - 565) kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yapı 140 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde olan 336 tane sütun bulunmaktadır. Sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen bu sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak adlandırılmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika olduğundan yapı "Bazilika Sarnıcı" olarak da isimlendirilir. Sarnıçta bulunan ve sütun kaidesi olarak kullanılan iki Medusa başı oldukça dikkat çekicidir. Roma dönemi heykel sanatının güzel birer örneği olan bu Medusa başları sarnıç içerisinde ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken objelerdendir. Bir görüşe göre sarnıca Medusa başı konulmasının nedeni yapıyı koruma amaçlıdır....