Ana içeriğe atla

Ege Denizi'ne Adını Veren Kral Aigeus


Aigeus ve tanrıça Themis'i gösteren bir kyliks, MÖ. 440 - 430 (Public Domain)


Aigeus Atina kralı ve efsanevi kahraman Theseus'un babasıdır. Babasının kral Kekrops'un varisi Pandion olduğu söylenir. Pandion bir isyan sonrası kentten kovulunca Megara'ya çekildi; burada kral Pylas'ın kızı Pylia ile evlendi ve sonunda kayınpederinin yerine tahta çıktı. Pandion'un dört oğlu Aigeus, Pallas, Nisos ve Lykos Megara'da dünyaya geldiler. Pandion'un ölümünün ardından oğulları Atina üzerine yürüyüp iktidarı tekrar ele geçirip aralarında paylaştılar. Ama Aigeus kardeşlerin en büyüğü olduğu için en büyük payı, Attika bölgesini aldı.

Aigeus önce Hoples'in kızı Meta, ardından Rheksenor'un kızı Khalkiope ile evlendi. Ancak her iki evlilikten de çocuk sahibi olamadı ve onları terketti. Yıllar geçti ancak Aigeus'un henüz erkek bir varisi yoktu. Bu yüzden Delphoi kehanet merkezine danıştı. Pythia'dan (Delphoi'deki Apollon Tapınağı'nın yüksek rahibesine verilen ad) aldığı yanıt kafasını öyle karıştırdı ki, Aigeus hiçbir şey anlamadı. Söylenenlere göre yanıt şöyleydi : "Erkeklerin en mükemmeli olan sen, Atina'nın en yüksek mevkisine ulaşmadan önce, şarap tulumunun ağzını çözme." Aldığı bu yanıt karşısında hayal kırıklığına uğrayan Aigeus, Troizen'in bilge kralı Pittheus'u ziyaret etmek üzere yola koyuldu. Kehaneti duyan Pittheus ne manaya geldiğini anlayarak Aigeus'u sarhoş etmenin çaresine baktı ve geceleyin onun kendi kızı Aithra'yla beraber olmasını sağladı. Aithra hamileydi fakat Aigeus bebek doğmadan Aithra'dan ayrılarak Atina'ya döndü. Ayrılmadan evvel sandallarını ve kılıcını ağır bir kaya parçasının altına koydu. Aithra'ya çocuğa babasının adını söylemeden büyütmesini eğer bir gün bu kayayı kaldırabilecek kadar güçlenirse ona babasının adını söylemesini istedi. Bu çocuğun adı daha sonraları kahramanlıklarıyla meşhur olacak Theseus'tu.

Aigeus Aithra'dan sonra büyücü Medeia ile evlendi ve ondan da Medos isminde bir oğlu oldu. Theseus Atina'ya döndüğünde büyücülüğü sayesinde Medeia onun kim olduğunu biliyordu. Bu sebeple onu öldürtmek istedi ancak Aigeus Theseus'u tanıyınca Medeia öz oğluyla birlikte oradan ayrılmak zorunda kaldı. Theseus tam zamanında gelmişti zira Aigeus bir isyanla karşı karşıyaydı ve tahtını kaybetmek üzereydi. Ayaklanma Theseus sayesinde bastırıldı.

Girit kralı Minos'un oğlu Androgeos Atina'da öldürülünce çok öfkelenen Minos, Atina'ya savaş ilan etti ve Attika'yı işgal etti. Aigeus'un yenilgisi sonucunda yapılan barış neticesinde her yıl 7 erkek, 7 kız olmak üzere 14 Atinalı genç Minos'a haraç olarak verilecekti. Minos, Daidalos'un inşa ettiği Labyrinthos'a (labirent) kapattığı canavar Minotauros'u bu gençlerle beslemek niyetindeydi. Atina'nın elde ettiği barışın bedeli buydu. Bu duruma tepki gösteren Theseus canavarı öldürmeye ve Atinalı gençleri bu beladan kurtarmaya karar verdi. Ardından kendisini kurban edilecek gençlerin arasına gizleyerek Girit'in yolunu tuttu. Theseus Minotauros'u öldürüp Minos'un kızı Ariadne'nin de yardımıyla labirentten kurtuldu. Ancak dönüşü babası Aigeus'un ölümüne neden oldu. Aigeus oğluna eğer sağ olarak dönerse gemisine beyaz yelken asmasını söylemişti. Gemiler onsuz dönerse siyah yelken takılacaktı. Theseus seferden sağ dönmüş olmasına rağmen babasına verdiği sözü unutmuştu. O sırada iyice ihtiyarlamış Aigeus her gün sahile iniyor ve yüksekçe bir kayaya çıkarak Theseus'un yolunu gözlüyordu. Nihayet gemi göründü ancak kara yelkenler sanki önceden kötü haberi bildiriyordu. Siyah yelkenleri gören Aigeus oğlunun öldüğünü sanarak kendisini uçurumdan denize attı. Aigeus'un sularına gömüldüğü denize o gün bugündür Ege Denizi denilmektedir.

Hadiseyi öğrenen Theseus'u derin bir hüzün kapladı zira babasının ölümüne kendi unutkanlığının sebep olduğunu düşündüğü için büyük pişmanlık duyuyordu. Bu olay neticesinde Atina kralı oldu; lakin tahta çıkışının kutlanmasını yasakladı. Üzüntüsünü unutmak için kendisini devlet işlerine verdi; ancak Atina'da kaldığı müddetçe acısını unutamayacağı için yeni bir maceraya atıldı ve uzun süredir ülkesini rahatsız eden Amazonlara sefer düzenlemek üzere Atina'dan ayrıldı.


KAYNAKLAR

Modern Kaynaklar

Baker, E. K. (2015). Antik Yunan ve Roma Hikayeleri, (çev. Onur Aydın), İstanbul: Altın Bilek Yayınları.

Grimal, P. (2012). Mitoloji Sözlüğü : Yunan ve Roma, (çev. Sevgi Tamgüç), İstanbul: Kabalcı Yayınevi.

İnternet Siteleri

The Legend of Aegeus - The Mistake of a Son and the Death of a King | Ancient Origins (ancient-origins.net)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı'ndan bir görünüm, Foto : M. Özveren. İstanbul'un görkemli Roma dönemi yapılarından biri olan ve Sultanahmet'te yer alan Yerebatan Sarnıcı, Doğu Roma imparatoru I. Iustinianus döneminde (MS. 527 - 565) kentin su ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir. Yapı 140 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde olan 336 tane sütun bulunmaktadır. Sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen bu sütunlar nedeniyle halk arasında "Yerebatan Sarayı" olarak adlandırılmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önce bir bazilika olduğundan yapı "Bazilika Sarnıcı" olarak da isimlendirilir. Sarnıçta bulunan ve sütun kaidesi olarak kullanılan iki Medusa başı oldukça dikkat çekicidir. Roma dönemi heykel sanatının güzel birer örneği olan bu Medusa başları sarnıç içerisinde ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken objelerdendir. Bir görüşe göre sarnıca Medusa başı konulmasının nedeni yapıyı koruma amaçlıdır....