|
Eski Roma'da Minerva ile özdeşleştirilen Athena, Yunan mitolojisinde göklerin hakimi ve tanrılar tanrısı Zeus ile Metis'in kızıdır. Annesi Metis birinci tanrılar kuşağından bir tanrıçaydı. Ayrıca Okeanos ve Tethys'in kızı, Zeus'un da ilk eşiydi. Kronos'un yutmuş olduğu çocukları kusturan ilacı Zeus'a veren de Metis'tir. Zeus'tan hamile kalan Metis bir kız çocuğu dünyaya getirecektir. Fakat Ouranos ve Gaia Zeus'a Metis'in kız doğurduktan sonra dünyaya getireceği erkek çocuğun Kronos'un başına geldiği gibi kendisini tahtından edeceğini söylerler. Bunun üzerine telaşa kapılan Zeus Metis'i yutar.
Bir gün Zeus bulutların üzerinde bulunan Olympos'daki sarayında otururken şiddetli baş ağrısı geçirir. Bu daha önce hiç yaşanmamış bir hadisedir. Zeus ağrının geçmesi için ne yaptıysa acıyı dindirmede başarılı olamaz. Ağrının şiddeti dayanılamayacak bir noktaya ulaştığında ise son çare olarak oğlu Hephaistos'tan bir balta ile başını ortadan ikiye ayırmasını ister. Emir büyük yerden olduğu için Hephaistos karşı koymadan ancak endişeyle kendisinden istenileni yapar. Neticede bir mucize gerçekleşir ve Zeus'un başından elinde mızrak tutan, zırhını kuşanmış bir genç kız çıkar. Bu bilgeliğin tanrıçası Athena'dır; böyle adlandırılmasının nedeni Zeus'un yüce beyninden tam bir yetişkin olarak doğmuş olmasıdır.
Diğer tanrıçaların aksine Athena savaştan da büyük haz alıyordu, zira babası Zeus'un korkunç kalkanı "Aegis"i ve kudretli mızrağını taşıyordu. Savaşlarda çarpışan orduların yakınlarında bulunuyordu. Bunun dışında kadınsı zevkleri de vardı ki, dokumacılık buna örnek olarak verilebilir. Zeus Athena'nın bilgeliğine çok güveniyordu ve bu yüzden onu hiç yanından ayırmıyordu. Bilhassa insanlarla ilgili mevzularda onun fikrini alıyordu.
KAYNAKLAR
Baker, E. K. (2015). Antik Yunan ve Roma Hikayeleri, (çev. Onur Aydın), İstanbul: Altın Bilek Yayınları.
Yorumlar
Yorum Gönder