Ana içeriğe atla

Hades ve Persephone


Persephone'un kaçırılması, Peter Paul Rubens, 1636-1638, Wikimedia Commons, Kamu malı (Public Domain).

Gökyüzünün hakimi Zeus ile bereket tanrıçası Demeter’in kızı olan Persephone’nin hikayesi, Yunan mitolojisinin en dokunaklı efsanelerinden biridir. Rivayete göre bir gün Persephone, Sicilya'da yer alan Enna kenti yakınlarındaki Pergusa Gölü çevresinde çiçek toplarken, kendisine aşık olan yeraltı tanrısı Hades tarafından kaçırılır. Bu beklenmedik olay, yalnızca bir aşkın değil, doğanın düzenini değiştiren bir dönüşümün de başlangıcı olur.

Kızının kaybolduğunu öğrenen Demeter, yeryüzünü baştan sona dolaşarak onu arar. Umutsuzluğu arttıkça toprağın bereketi de kaybolur; ekinler yeşermemeye, ağaçlar meyve vermemeye başlar. Neticede kuraklık ve kıtlık olur; insanlar açlıkla karşı karşıya kalır ve dünya yaşanmaz hale gelir. Bu felaketin önüne geçmek isteyen Zeus, Hades ile bir anlaşma yapar. Persephone yeraltında yediği nar taneleri yüzünden oraya bağlı hale gelmiştir; ancak yapılan anlaşmaya göre yılın bir kısmını annesi Demeter ile geçirmesine izin verilir.

Persephone her yeryüzüne döndüğünde doğa yeniden canlanır, çiçekler açar ve dünya bahara kavuşur. Ancak yeraltına indiğinde doğa sessizliğe bürünür, kış gelir. Onun iki dünya arasında gidip gelmesi, mevsimlerin döngüsünü ve doğanın sürekli yenilenen ritmini simgeler. Persephone’nin hikayesi, her karanlığın sonunda yeniden ışığın doğacağını ve yaşamın durmadan yenilenen döngüsünü anlatır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...