Ana içeriğe atla

Homeros


Homeros’a ait bir büst, fotoğraf: JW1805, British Museum, Wikimedia Commons, Public Domain (kamu malı)

Homeros, M.Ö. 8. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve Batı edebiyatının temellerini atan en önemli figürlerden biridir. Ona atfedilen İlias (İlyada) ve Odysseia, yalnızca antik Yunan’ın değil, dünya edebiyatının da temel taşları kabul edilir. Bu destanlar, kahramanlık, tanrıların müdahaleleri ve insanın kaderle olan mücadelesi gibi evrensel temaları işler. Homeros’un dili, çoğunlukla İyon ve Aiol lehçelerinin bir karışımı olan özel bir epik Yunancadır ve bu da eserlerin sözlü gelenekle nasıl şekillendiğini gösterir.

İlias, Troia (Truva) Savaşı’nın son döneminde geçen olayları ve Akhilleus’un öfkesini merkez alır. Destan yaklaşık 15.700 dizeden oluşur ve 24 kitaba ayrılmıştır. Odysseia, Troia Savaşı’nın ardından Odysseus’un eve dönüş yolculuğunu anlatır. Bu yolculuk sırasında Odysseus ve tayfasının başına gelen olaylar detaylı bir şekilde aktarılır. Destan yaklaşık 12.100 dizeden oluşur ve İlias gibi 24 kitaba ayrılmıştır. Bu bölümleme Homeros’un döneminde değil, sonraki yüzyıllarda okuma ve ezberlemeyi kolaylaştırmak amacıyla yapılmıştır.

Homeros’un eserlerinin kökeni sözlü geleneğe dayanır. Destanlar, ozanlar tarafından kuşaktan kuşağa aktarılmış, ritmik yapıları sayesinde hafızada korunmuştur. Modern araştırmalar, bu destanların yazıya geçirilmesinin Homeros’tan çok sonra gerçekleştiğini öne sürer. Muhtemelen bu, M.Ö. 6. yüzyılda Atina’da tiran Peisistratos döneminde olmuştur. Homeros’un kör olup olmadığı ise kesin olarak bilinmemektedir. Antik kaynaklarda onun kör olduğu söylenir, ancak bu iddialar doğrulanmamıştır ve modern araştırmalarda tartışmalıdır.

Homeros’un kimliği ve yaşamına dair ayrıntılar hâlâ belirsizdir. Antik kaynaklarda Smyrna (İzmir), Chios (Sakız) Adası veya İos gibi farklı yerler doğum yeri olarak gösterilir, ancak kesin kanıt yoktur. Bu belirsizlik “Homeros Meselesi” olarak bilinen tartışmayı doğurmuştur: İlias ve Odysseia tek bir şairin mi eseridir, yoksa uzun yıllar boyunca farklı ozanların katkısıyla mı şekillenmiştir? Bu sorular yanıtlanmamış olsa da Homeros adı, antik dünyadan günümüze kadar epik şiirle özdeşleşmiş ve edebiyat tarihinde benzersiz bir yer edinmiştir.

Kaynaklar


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...