Ana içeriğe atla

Pyramus ve Thisbe


Pyramus ve Thisbe, ressam Abraham Hondius, 17. yüzyıl.


Pyramus ve Thisbe, Babil’in iki genç aşığıdır; hikâyeleri, yasaklanmış aşkın ve trajedinin en dokunaklı örneklerinden biri olarak anlatılır. Yan yana evlerde büyüyen bu iki genç, ailelerinin birbirlerine olan düşmanlığı yüzünden bir araya gelemez. Ancak aralarındaki ince bir duvarın çatlağından fısıldaşarak sevgilerini paylaşırlar. Bu gizli iletişim, onların tutkularını daha da güçlendirir; her kelime, kavuşma arzularının ateşini körükler. Bir gün, artık gizlenmekten yorulan kalpleri, dışarıda buluşma kararı alır.

Buluşma yeri olarak, şehrin dışındaki dut ağacının altını seçerler. Thisbe erkenden gelir fakat bir aslanın kanlı ağzıyla yaklaşmakta olduğunu görür. Korku içinde kaçar, bu sırada omzundaki peçesi yere düşer. Aslan peçeyi parçalayıp kana buladıktan sonra uzaklaşır. Az sonra gelen Pyramus, yerde sevgilisinin kana bulanmış peçesini bulur. Onun aslan tarafından öldürüldüğüne inanır ve büyük bir kederle kendi canına kıyar.

Thisbe geri döndüğünde sevgilisinin cansız bedeniyle karşılaşır. Onun kendisi için ölümü göze aldığını anlayınca acısı dayanılmaz hale gelir. Pyramus’un hançerini alıp, aynı kaderi paylaşmak üzere kendi kalbine saplar. İki sevgilinin kanı, dut ağacının beyaz meyvelerini ebediyen kırmızıya boyar. Böylece ağaç, aşklarının ve trajedilerinin sessiz tanığı olarak kalır.

Pyramus ve Thisbe’nin öyküsü, sadece bir yasak aşk hikâyesi değil; yanlış anlamaların ve engellerin nasıl ölümcül sonuçlar doğurabileceğinin de simgesidir. Yüzyıllar boyunca edebiyata, tiyatroya ve hatta Shakespeare’in “Romeo ve Juliet”ine ilham veren bu trajedi, sevginin gücü kadar, zamansızlığını da gözler önüne serer.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yunan'da Kent Devleti (Polis) ve Özellikleri

Atina akropolisi, A.Savin (Public Domain) Polis (çoğul poleis) eski Yunan siyasal ve sosyal yaşamının en karakteristik örgütleniş biçimidir ve esasen eski Yunan'a özgü bir kavramdır. Kent devleti ise modern bir yakıştırmadır. Kent devleti Mezopotamya'da Erken Tunç Çağı'ndan bu yana örneklerini gördüğümüz eski bir siyasi oluşumdur. Kısacası kent devleti bir kent ve onun etrafındaki toprakları kapsayan belirli bir alandır ve bu alan bir bütün halinde bir siyasi birimdir. Yunanlar bu düzene "polis" adını vermişlerdir. Politika kelimesi de buradan gelmektedir. Polisin siyasi ve toplumsal yapısı doğu krallıklarındaki kentlerden farklıydı. Doğu kentlerinde iktidar gücünü tanrıdan aldığını iddia eden veya buna inanan ve doğrudan tanrı sayılan krallara aitti. Kral veya Firavun denilen bu yöneticilerin yetkileri sınırsızdı ve hakimiyetleri içerisinde yer alan bütün kentler onların mutlak otoritesine tabiydiler. Yunan polislerindeki yurttaşlık (politai) kavramı ve yeri geld...

Alman Çeşmesi

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanı, Foto : M. Özveren. Alman Çeşmesi, Alman İmparatorluğu Kaiseri II. Wilhelm tarafından 1898 yılında Osmanlı topraklarına yaptığı ikinci ziyaretinde gördüğü ilgi ve sevginin de etkisiyle Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul halkına hediye edilmiştir. Almanya'da yapılıp İstanbul'a getirilen çeşme, tarihi bakımdan büyük öneme sahip olan Sultanahmet Meydanı üzerine dikilmiştir. I. Ahmed Türbesi'nin karşısında yer alan çeşmenin mimarı Max Spitta'dır. Neo-Bizans üslubunda yapılan çeşmenin açılış tarihi 27 Ocak 1901'dir. Çeşme yaklaşan dünya savaşı öncesinde Türk-Alman siyasi yakınlaşmasının da bir göstergesidir.

Laokoon ve Oğulları Heykeli

Laokoon ve Oğulları Heykeli, Vatikan Müzeleri, Foto : M. Özveren. Laokoon heykel grubu, tanrı Apollon tarafından gönderilen yılanların Troialı rahip Laokoon ve iki oğluna bir sunakta saldırmasını konu edinmektedir. Troia Savaşı sırasında içi savaşçı dolu tahta atın şehre alınmamasını öğütleyen Laokoon ve oğulları, Troia'nın yok edilmesine karar veren tanrıların isteğine karşı geldikleri için Apollon'un gönderdiği yılanlar tarafından öldürülürler. Heykel bu mitolojik hadiseyi tasvir etmektedir. Eserde baba ve iki oğlunun dramatik hayatta kalma mücadelesi canlandırılmaktadır. Yılanların Laokoon ve oğullarının bedenlerine dolanması, karakterlerin vücutlarındaki kasılmalar ile yüzlerindeki derin acı ve korku dikkat çekmektedir. Merkezde yer alan Laokoon ve solunda acıdan bayılmak üzere olan oğlu, en sağdaki diğer oğlu tarafından çaresizce izlenmektedir. Figürlerin acı içindeki vücutları ve çaresizce kurtulma çabaları etkileyici bir biçimde yansıtılmıştır.  Romalı Gaius Secundus Pli...